28 Aralık 2015 Pazartesi

Zahran Alluş'un Ardından


Zahran Alluş, Hatay - Reyhanlı'dayken. (2015)


Bismillahirrahmanirrahim

“Bugün tüm dünya bize karşı çalışmaktadır. Allah’tan başka koruyucumuz ve yardımcımız yoktur. (…) Biliyoruz ki cennet kılıçların gölgesi altındadır. İyi biliyoruz ki cennet bizi beklemektedir; çünkü ya zafere ulaşacağız yahut onurluca ölüp cennette resullerle beraber rabbimize kavuşacağız.” 
Şehid Zahran Alluş 

Ceyşül İslam lideri Zahran Alluş 25 Aralık günü Rusya’nın düzenliği hava saldırısı sonrası 44 yaşında (inşallah) şehadete yürüdü ve resullere komşu oldu. Her şeyden öte de uğrunda cihad ettiği rabbine kavuştu… Alluşun şehadeti, yaşamında siyaseten ona karşı olanların bile kalbini titretti. Şeyh, devrimin gerçek komutanlarındandı ve en başından beri Şam’ın ensesindeydi. Esed’in sarayına en yakın olan, zaman zaman başkente gönderdiği füzelerle kafirlerin kalbine korku salandı. Necis sarayın 20 km ötesinde askeri geçiş töreni yapan, tevhid akidesini haykırandı. Ve kafir Esed rejimi ondan öyle korkuyordu ki Şehid Zahran’ın hükmettiği bölge kimyasal silah saldırılarından, muhasara ve hava bombardımanına kadar her türlü zulme şahid oldu. Ama ne O ne de göğsü iman dolu Guta, Duma halkı geri adım attı.

Adam gibi yaşadı ve bir adam gibi şehid oldu Zahran Alluş. Ordusunu İstanbul’dan, Doha’dan yahut Riyad’dan yönetmedi. Her zaman halkıyla beraberdi ve her zaman cihadın başında. O’nun yaşamı da şehadeti de hisse alınacak bir kıssaydı. 

Bizleri bu kadar üzen şey Zahran Alluşun Rabbine kavuşması değil, bizim onsuz kalmamızdır. Elbette Şam’da nice aslanlar var; Abdulkadir Salih’in, Hasan Abbud’un taşıdığı tevhid sancağı yere düşmediği gibi, Şeyh’in tuttuğu sancak da kafir uçaklarının kirletemediği Şam’ın berrak göklerinde dalgalanmaya devam edecektir Allah’ın izniyle. 

Biz, Şehid Zahran’ın uzaktaki kardeşleri, onun nurlu ve azametli çehresini hiç bizzat göremedik ama onu çok iyi tanıdık ve bildik. Allah ondan razı olsun ve şehadetini kabul etsin. Ve Allah geride kalanlara zaferler ihsan eylesin.